Home - / - Üroloji Bilgileri 2

Üroloji Bilgileri 2

Penis Boyu Neden Önemlidir

                                                Op. Dr. MEHMET ALİ HATAY
Penis boyu aslında bu kadar önemli değildir. Takıntı yapanlar için önemlidir. Öncelikle penis hakkındaki gerçekleri bilmek lazımdır.

Penisin boyu doğumda ortalama 2-2.5 cm dir. Ergenlik öncesi dönemde 5-6 cm, ergenlikte 8-10 cm’e ulaşır Ereksiyon yani sertleşen penis boyu ortalama 14-15 cm kadar olabilir.
Normal bir penisin ereksiyondaki boyu 9-11 cm dir. Bir penisin işlev görmesi için bu boyda olması yeterlidir. Penis boyu kişinin boyu ve kilosu ile orantılı değildir. Hele el ayak, burun büyüklüğü ile hiçbir ilgisi yoktur. Bu bilgiler sadece arkadaş ortamında yapılan espri ve geyik muhabbetleridir. Bilimsel bir dayanağı yoktur. İdeal penis boyu diye bir kavramda yoktur. Ancak İdeal bir peniste boy ve işlev bir arada olmalı denilebilir.
Penis boyutu genetik olmakla birlikte, iklim, ırk, gibi etkenlere göre değişir. Mesela Çinliler de küçük, zencilerde büyüktür. Sıcak iklimde (Mesela Arabistan, Afrika) yaşayanların penisi büyüktür. İranlılarınki kalın, İtalyanlarınki ince kabul edilir. Türk erkeğinin penis standardı 13-14 cm kabul edilir.

Penis ya gerçekten küçüktür veya küçük olduğu saplantısı vardır. 

Penis büyütmek için bilinen doğru ve yanlışlar:
1- Penisi büyütmek için yapılan ilaç ve alet kullanımı, cerrahi müdahale kalıcı bir çözüm getirmemekle birlikte risk ve yan etkileri çok fazladır.
2- Cerrahi operasyonlar ancak çok gerektiği halde yapılmalıdır. Ameliyat izi, ameliyat parçası kalıntısı gibi yan etkileri yanında buradaki damar ve sinirlerin kesilmesi nedeni ile sertleşme sorunları da yapabilir.
Ayrıca bu operasyonlar devlet hastanesinde yapılmadığı için serbest piyasada 7-8 bin lira gibi bir maliyet gerektirir.
Anestezi, narkoz riskleri de elbette olacaktır. Bunlara rağmen ameliyat olup pensini 2-3 cm büyüten olmuştur.
En iyisi kendiniz ve doktorunuzun ortak karar vermesi.
3- Penisi büyüten hiçbir ilaç, bitkisel ilaç yoktur. Piyasada satılan ve internete satışı sunulan her ilaç ve bu kisve altında satılanlar aldatmaca kandırmacadır.
Üstelik Sağlık Bakanlığı onayı var deyip, küçük, okunmaz puntolarla yazılan yazılarla ilanların altına konulmakta ve insanlar aldatılmakta takıntıları istismar edilmektedir. Sağlık Bakanlığı bunların hiç birine ruhsat vermemiştir. Sade Köy işleri ve Tarım Bakanlığı bitkisel kökenli olmasına dayanarak ruhsat veriyor ama etkisi hakkında bir şey söylemiyor.
Hele aktarlarda açık halde satılan ve her biri mikrop yuvası, ne olduğu belli olmayan bitkiler faydadan ziyade zarar veriyor.
Bunların karaciğer ve böbreklere zararlı olabileceği de çok açıktır.
4- Penis vakum pompalar penisi büyütmekten ziyade penise zarar veren aletlerdir. Penis damarındaki kanı emerek ve penis dokusu içine hapsederek penisi şişiren bu pompalardan fayda bulan bir kimseyi ne duyduk ne de gördük.
Ama bunu kullanıp sertleşme sorunu yapan ve peniste kalıcı deformasyon, eğrilik, şekil bozukluğu yapan çok hasta gördük.
5- Penis gerdirmek için kullanılan aletler (Traksiyon aletleri) gene aynı sebeplerden dolayı fayda yerine zarar verir.
6- Büyük ve uzun bir penis yerine,  uzun süre sertliğini koruyabilen daha küçük bir penise sahip olmak daha avantajlıdır.
7- Penis takıntısı sadece erkeklerde değil kadınlarda da vardır. Yanlış ve eksik cinsel bilgi kadının da böyle olumsuz bir düşünceye sevk ederek küçük penisle orgazm, tatmin olmama arasında ilgi kurabilmektedir. Hele bunu erkeğe yansıtırsa durum daha da vahim bir hal almaktadır.
8- Hipnoz cinsel terapi olumlu sonuçlar vermektedir. Bu işle uğraşan bir psikiyatri uzmanı bulmak lazım.
9 Penis takıntısı olanların sayısı toplumda fazla yer tutmaz. Ama psikolojisi bozulan bu ergenler interneti aktif kullandıkları için herkeste bu dert varmış gibi algılanır.
10- Bu ergenler genellikle internetten porno seyrettikleri için (Ben bunlara “Pornocu” diyorum.) orada ilaçlarla suni olarak şişirilmiş penisleri görüyorlar birde kendi penislerine bakıyorlar takıntı halinde penislerinin küçük olduğunu zannediyorlar ve aşağılık duygusuna kapılıyorlar.
11- Sizin penisinizle dalga geçen kadınlara sizde vajinasının ne kadar büyük olduğunu söyleyin. 

Sonuç ve Tavsiyeler: 
1- Her şeyden önce penisiniz 9-11 cm’se takıntı yapmaya gerek yoktur. ‘Önemli olan boyu değil işlevidir’ sözü size düstur olsun. Bunu kendinize dert ederseniz sizde takıntı, kuruntu, evham hastalığı başlar. Ki bu psikolojik hastalıklar küçük penis hastalığından daha kötüdür. Ömrünüzü çekilmez hale getirir. Hayattan zevk almanızı engeller.
2- Medyanın olumsuz etkilerinden kendinizi koruyun. Bilhassa pornolardan uzak durun. Pornodaki uzun penislere, saatlerce süren geç boşalmalara aldanmayın.
Buradaki edineceğiniz yanlış bilgiler sizi başta aşağılık duygusu olmak üzere birçok psikolojik hastalığa yakalanmanıza neden olur.
3- Doğru bilgiler edinin. Bu hususta güvendiğiniz yazıları okuyun. Penis boyunu uzattığını iddia eden sitelerden uzak durun. Bu siteler kasıtlı olarak mallarını satmak için penisi küçük gösterdiklerini unutmayın
4- Arkadaş çevrenize dikkat edin. Bilgisiz, cahil, size zarar verecek arkadaşlardan uzak durun.
5- Penis boyu normal sınırlarda olduğu halde hâlâ penisinizin küçük olduğunu düşünüyorsanız, takıntı olmadığını düşünseniz bile bir psikiyatri uzmanından yardım almaktan çekinmeyin. Psikiyatrinin yapmış olduğu hipnoz tedavisinin faydalı olduğu bilimsel olarak ispat edilmiş olduğunu unutmayın.

DİĞER YAZILARIMIZ:

01 – Penis Boyu Neden Önemlidir?
02 – Genelev Gerçeği
03 – Varikosel ve Tedavisi
04 – Masturbasyon Hakkında Öğrenmek İstedikleriniz.
05 – Erken Boşalma ve Tedavisi
06 – Sertleşme Sorunu ve Tedavisi
07 – Prostat İltihabı ve Tedavisi
08 – Porno ve Zararları
09 – Masturbasyon Perhizi Nedir? Dr. Ali Hatay Perhiz Metodu.
10 – Böbrek ve Oruç
11 – Tıbbi ve Dini açıdan Sünnet olmak kitabın PDF Formatı  
12 – İdrar Damlaması Ve İstibra
13 – Gerdek Gecesi
14 – Sünnet
Ayıca şu adresten kitaplarıma ulaşabilirsiniz:  
https://www.dralihatay.com/kitaplarim.html
Daha Geniş Bilgi, hastalığınız hakkında bilgi alma ve soru sormak için:
Dr. Ali HATAY’in Hasta Odası Soru ve Cevap Panosunu kullanabilirsiniz.

 

Böbrek ve Oruç

                                Op. Dr. MEHMET ALİ HATAY
Başlıklar:

1- Böbrek ve görevleri.
2- Orucun önemi ve faydaları.
3- Orucun vücuda etkisi.
4- Oruç ve sağlık yönünden yapılması gerekenler
5- Böbrek hastalıkları ve oruç
6- Böbrek hastalarında Ramazan diyeti.
 

1- Böbrek ve görevleri:
Böbrek, insan vücudunun en önemli organlarından biridir. Önemli olmasının nedeni yapmış olduğu görevlerden dolayıdır. Hepimiz böbreğin sadece kanı süzdüğünü zannederiz. Aslında böbreğin 6 önemli görevi vardır.

1-Metabolizma sonucu meydana gelen artıkları ve toksik maddeleri atmak
2-Vücutta su ve kan hacmini düzenlemek
3-Vücutta elektrolit dediğimiz iyon dengesini düzenlemek.
4-Kan basıncını düzenlemek.
5-Hormon salgılamak.
6-Vücudun asit baz dengesini ayarlamak.

2- Orucun önemi ve faydaları:
Oruç, İslâm dininin 5 farzından biridir. Orucun hem maddi hem de manevi faydaları vardır. Maddi faydası insan vücudunun üzerine olan olumlu etkileridir. Manevi faydası ise Allah’ın bir emrini yerine getirmek ve sevap kazanmaktır. Hemen başta belirtelim oruç sadece Allah emir ettiği için yapılan bir ibadettir. Zayıflamak, vücuduma faydası olacak, organlarım dinlensin, tıp bakımından faydalıdır diye yapılan bir işlev değildir. Sadece Allah rızasını hatta Cennet’e girmek için yapılan bir ibadet değildir. Bunun önemini anlayınca hastalarında neden oruç tutmasını gerektirdiğini anlayabiliriz.

Bunu belirttikten sonra gelelim orucun maddi faydalarına yani vücuda tıbbi ve topluma olan faydalarına:
1- Bir sene boyunca çalışan insan vücudundaki, böbrek, mide, karaciğer gibi organlar oruç aracılığı ile dinlenme imkanı bulur.
2- Oruç insan nefsinin aşırı isteklerine ve ihtiraslarına engel olur. Oruç tutanlar daha sabırlıdırlar. İradeleri kuvvetlenir. Hastalıkları yenmenin ve sağlıklı yaşamanın irade ile direk bağlantısı vardır. Sigara ve kötü alışkanlıklar bu sayede bırakılır. Oruç bunu sağlar.
3-Oruç, toplumun ahlâkını iyiye ve güzele götürür. Toklar açların halinden daha iyi anlarlar. Bu nedenle yardımlaşma, acıma, şefkat ve merhamet duyguları gelişir.

3- Orucun vücuda etkisi:
Oruç, insan sağlığının olumlu etkiler. Bu etkinin bir çeşidi de kan ve idrar tablosu üzerindedir. Böbrek kan dolaşımı kan üzerine direk etkili olduğu için orucun böbrek üzerine olumsuz bir etkisi görülmemiştir. Yapılan araştırmalarda 12-18 saatlik açlık ve susuzluk devresinin, serum protein fonksiyonları üzerinde belirli bir değişme tespit edilmiştir.
Ege Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma sonuçları şöyledir.
– Oruçluda kandaki üre artmamıştır.
– Kandaki protein miktarları azalmamıştır.
– Kan şeker seviyesinde sadece yüzde 84 mg’a kadar bir düşüş görülmüştür.
– Serbest yağ asitleri artmamış, hatta eksilmiştir. Asitlerin kandaki miktarları artmıştır.
– İdrarda aseton tespit edilememiştir. Kanda yağ miktarı fazla olan kimselerde, oruçla, serum trigliseridi ve kolesterol konsantrasyonunun azaldığını tespit etmişlerdir. Bu durum, damar sertliğinin düzelmesine güzel bir zemin teşkil eder. Orucun müspet bir tesiri de kan yapımı üzerindedir. Oruçlu iken kandaki besinler en az seviyeye düşünce, kemik iliği uyarılır. Bu yüzden, kanlı kişilerin tersine, kansızlık çekenler, oruç tuttuklarında daha kolay kan yaparlar.

Bu durumda orucun insan sağlığı için mükemmel bir vasıta olduğunu görülmektedir.

4- Oruç ve sağlık yönünden yapılması yapılması gerekenler:
1-Ramazan ayında vücudun değişen düzene uyum sağlaması genellikle 3 hafta sürer. Bu durum böbrek ve kalp hastalarının tedavisinde bazı zorluklara yol açarak, ilaç alım saatlerinin yeniden düzenlenmesini gerekir

2-İftarda yağlı yemekleri fazla miktarda yememeleri, Oruçlarını açtıktan sonra, bir müddet dinlenip, yemeğe yavaş yavaş devam etmeleri önemlidir. Yemekleri daha çok sıvı nitelikle gıdalardan tercih etmeleri, kızartmalardan, yağlardan uzak durmaları bilhassa önemlidir.
Her türlü fazla gıda sindirim sisteminde ve organlarımızda birikerek fuzuli bir yer işgal eder ve organın görevini yapmasını engelleyerek gerekli hücrelerin yeteri kadar ve dengeli beslenmelerine engel olur.
Vücut, kendisine verilen gereksiz besinlerin kötü etkisinden korunabilmek için sindirim organlarının görevlerinde azaltma yaparak mide-barsak-karaciğer ve böbrek hastalıkları ve şikâyetlere başlar.
Orucun böbrek yetersizliklerini iyileştirmedeki üstün faydalarından bahsederken araştırıcıların önemli tespitleri vardır. Açlık, kandaki toksik maddelerin düşmesine ve hatta organizma tarafından kullanılmasına sebep olarak böbreklerin yükünü önemli derecede azaltmaktadır.

Yemeklerde karbonhidrat, protein ve yağlara da dikkat edilmesi gerekir. Karbonhidrat ihtiyacının karşılanmasında ekmek, beslenme alışkanlığımızın vazgeçilmezidir. Beyaz undan yapılan ekmeği ise sağlık açısından önerilmez, sindirimi kolay olduğu için çabuk acıktırıyor.
Ramazanda yaygın olarak yenen pide için de aynı şey geçerlidir. Çok tahıllı kepek ekmeği tavsiye ediyoruz. Oruç tutanlar için özellikle bol tahıllı kepek ekmeği oldukça faydalıdır. Sindirimi zor olup geç acıktırır. Ayrıca makarna, pilav, mantı gibi yemekler garnitür olarak çok az yenmeli, bulgur daha çok tercih edilmelidir. (alıntı)

5- Böbrek hastalıkları ve oruç:
İlk önce şunu belirtmekte fayda var. Orucun normal insan böbreği için çok faydalı olduğunu söylemiştik. Orucun her böbrek hastalığında böbrek üzerine olumsuz etkisi yoktur. Nasıl her kalp hastalığı veya her mide hastalığı oruca engel olmadığı gibi her böbrek hastalığında da orucun olumsuz etkisi olmayıp belirli ve ilerlemiş böbrek hastalarına etkisi olabilir.

Ramazan ayının başlangıcında bize gelip “Doktor bey ben böbrek hastasıyım oruç tutayım mı?” diyen hastalar çoktur. Burada bir ayrım yapmak zorunludur. Basit bir böbrek iltihabı, küçük bir taş veya kum rahatsızlıkları, prostat veya idrar boşaltım yolu gibi basit hastalıklarında oruç tutmaya engel bir durum yoktur.
Asıl önemli olan böbrek fonksiyonunu bozan böbrekte kalıcı hasar meydana getiren böbrek yetmezliği gibi hastalıklardır. Ama bizim halkımız bütün böbrek hasatlıklarını aynı kategoriye koyarak orucun sakıncalı olduğunu yanlış olarak düşünmektedirler.

Bir böbrek hastasının oruç tutmaması gerektiğini söyleyebilmek için bazı kriterlere ihtiyaç vardır.
Bir defa doktor hastası hakkında tam bilgi sahibi olmalıdır. Hastanın takibini bizzat kendisi yapması gerekir. Hastalığın gidişatı, tedavisi ve çıkan yan etkiler, sonuçları yönünden takip altına alması şarttır. Hastayı ilk defa gören ve tetkik ve tahlillerini bile yaptırmadan “Sen böbrek hastasısın oruç tutmazsan da olur” diyen doktorun sözlerine itibar edilmez. Hatta bazı doktorlar ” Sen oruç tutuma günahı benim üzerime” diyenlere hiç güvenilmemelidir. Uzmanda olsa bu böyledir.

İslamiyet buna bir sınır getirmiştir. Oruç tutmama kararını hâzık bir doktorun yani güvenilir dindar bir doktorun, işinin ehli, uzman bir doktorun vermesini şart koşmuştur.

Böbrek yetersizliğinde böbreğin çalışma ve fonksiyonu çok önemlidir. Bunun dereceleri; Küçük bir yetersizlikten diyalize giren hastalara kadar değişir. Bizim bahsedeceğimiz küçük yetersizlikler ve orta derecede olanlardır. Diyalize (böbrek makinesi) giren hastalar zaten orucu bozacak işlemler yapıldığı için konumuz dışıdır. Böbrek yetersizliğinde su içmek kesin tedavi olduğu için ve buna uymadığı zaman hastalıkları ilerleyecek olursa tutmaları sakıncalı olabilir. Çünkü bunlar çok defa iftarla sahur arasında su açıklarını kapatamazlar. Fakat iftarla sahur arasında 2-2.5 litre su içenler için bu mahsur olmayabilir.

Böbrek hastaların alacağı sıvı miktarı günlük çıkarılan idrar oranına bağlıdır, Pratik olarak şu formülle hesaplanır.
Alınacak Sıvı Miktarı 24 Saat x 0,5 x Ağırlık x 1 gün önce çıkarılan idrar miktarı.

Bize gelip “Oruç tutayım mı” diye soran hastalarımıza tavsiyemiz şu oluyor. Şayet daha önce hiç görmediğimiz bir hastaysa “Geçen sene ne yaptın? Oruç tutuğun halde rahatsızlandıysan tutma. Veya 1-2 gün orucunuzu tutun kendinizde oruç tutma kuvveti buluyorsanız tutmaya devam edin. Ama bir rahatsızlık olursa tutmayabilirsiniz. İyi olunca kazasını tutarsınız veya fidyesini verirsiniz. Takip ettiğimiz hastaysa zaten hastanın durumuna göre yapacağı işlemi söylüyoruz ve hastayı gönül rahatlığı ile gönderiyoruz, böylece hastanın oruç gibi önemli bir ibadetine engel olmuyoruz.

6- Böbrek hastalarında Ramazan diyeti:
1- Kalorinizi yükseltmek için çay, ıhlamur, et suları, tuzsuz yağ, nişasta, şeker, sade akide şekeri, pişmaniye, sade lokum yiyebilirsiniz.
2- Sebzeleri yıkadıktan sonra küçük parçalara bölüp haşlayın, haşladığınız bu suyu dökün, yağ istenirse et ilavesi ile pişirin. Yemeklerin suyunu yemekten kaçının.
3- 1 yumurta 1 köfte kadar (30 gr ) et aynı değerdedir. İstenirse birinden biri yenebilir.
4- 1 köfte kadar (30 gr) et yerine 3 yemek kaşığı kuru fasulye, nohut, kara bakla, barbunya, mercimekten birini yiyebilirsiniz.
5- Etlerden koyun etini ve tavuk beyaz etini ve balığı tercih ediniz.
6- Bitkisel sıvı yağlar ve zeytinyağı kullanınız.
7- 5 öğünde az az, sık sık besleniniz. Yemeklerinizi yavaş yiyiniz.

Yenilmemesi gereken yiyecekler: 
1- Önerilenden fazla süt, yumurta, et, balık, dil ve işkembe (işkembeyi 10 günde bir yiyebilirsiniz).
2- İçeriği bilinmeyen çörek, kek, kurabiye, pastalar
3- Konserve, turşu, salamuralar, sucuk, pastırma, sosis, salam, sakatatlardan karaciğer, beyin, böbrek, dalak, yürek.
4- Çikolata, kuruyemişler, meşrubatlar, boza, kahve, kakao, neskafe
5- Tahin helva, tahin, pekmez
6- Bulgur
?- Pancar, bakla, ıspanak, pazı tatlı kabağı,. mantar, enginar, asma yaprağı,karalahana
8- Muz, kavun
9- Tuz ve tuzlu yiyecekler, kabartma tozu, et suyu tabletleri

DİĞER YAZILARIMIZ:

01 – Penis Boyu Neden Önemlidir?
02 – Genelev Gerçeği
03 – Varikosel ve Tedavisi
04 – Masturbasyon Hakkında Öğrenmek İstedikleriniz.
05 – Erken Boşalma ve Tedavisi
06 – Sertleşme Sorunu ve Tedavisi
07 – Prostat İltihabı ve Tedavisi
08 – Porno ve Zararları
09 – Masturbasyon Perhizi Nedir? Dr. Ali Hatay Perhiz Metodu.
10 – Böbrek ve Oruç
11 – Tıbbi ve Dini açıdan Sünnet olmak kitabın PDF Formatı  
12 – İdrar Damlaması Ve İstibra
13 – Gerdek Gecesi
14 – Sünnet
Ayıca şu adresten kitaplarıma ulaşabilirsiniz:  
https://www.dralihatay.com/kitaplarim.html

Daha Geniş Bilgi, hastalığınız hakkında bilgi alma ve soru sormak için:
Dr. Ali HATAY’in Hasta Odası Soru ve Cevap Panosunu kullanabilirsiniz.

 

Masturbasyonla ilgili sorulmuş sorular

  

Op. Dr. MEHMET ALİ HATAY

Soru: Hocam merhaba. 21 yaşında bir erkeğim ve bugüne kadar cinsel bir deneyimim olmadı. Önceleri mastürbasyon yaparken herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmıyordum ancak son birkaç ay içerisinde mastürbasyon sırasında boşalamadığımı fark ettim. Mastürbasyon esnasında motivasyonum kayboluyor ve aklıma başka bir düşünce geliyor ve sertlik boşalma olmadan aniden kaybolmaya başlıyor. Aslında bu birkaç defa tekrar edince ben mastürbasyona ‘acaba yine olur mu’ endişesiyle başlıyorum ve tam konsantre olamıyorum. Mastürbasyon süresini uzun tutmanın, ileride erken boşalma sorununu önlediğini duymuştum. Bu yüzden bu süreyi uzatmaya çalışıyorum. Ve bazen mastürbasyon sırasında bıkkınlık duyuyorum. Bu durum da sertliğin yavaş yavaş kaybolmasına neden oluyor. Öte yandan kısa olan mastürbasyon denemelerinde hiçbir boşalma sorunum ve sertlik sorunum olmuyor. Size göre bu, bir cinsel sorun mu? İlerisi için sıkıntı yaratır mı? Öte yandan ideal bir mastürbasyon süresi var mıdır? Cevabınızı bekliyorum ve şimdiden teşekkür ediyorum hocam.

Cevap: Masturbasyon kişinin kendisinin iradesi (veya iradesizliği) ile yaptığı bir iştir. Dolayısıyla masturbasyondaki konsantrasyon kaybı veya başka düşüncelere dalmak dikkat dağınıklığından ileri gelir. Düzletmekte kendi gayreti ile olmalıdır. Masturbasyonun uzun tutma ileride erken boşalmayı engelleyebilir. Ama kesin değildir. Çünkü erken boşalmaya etkileyen çok şey vardır. Bu nedenle ideal masturbasyon süresi diye bir şey yoktur. Masturbasyonu bir tedavi yöntemi olarak görmemek lazımdır.

Ekq Resmi

Soru: Hocam benim sorunum penisimin hafif aşağıya doğru eğri olması ben 27 yaşımdan beri hiç mastürbasyon yapmadan hep rüyamda görürdüm fakat son bir yıl içerisinde mastürbasyon yapıyorum hafta bir veya iki olabiliyor acaba penisin eğriliği bundan kaynaklanmış olabilir mi?

Cevap: Ayrıca masturbasyon eğrilik yapmaz. Pensi eğriliklerinin nedeni çok defa doğuştandır. Bu ergenlik yaşında daha belirgin hale gelir. Ağrılıdır ve cinsel ilişki zor olur. Penis eğriliğinde pensi dokusunda kireç oturması vardır. Çok ve sık masturbasyon ancak peniste tahriş yapabilir. Buda geçicidir. Çok kimse de penisi eğri olmadığı halde eğri zanneder ve doktora başvurur. Gerçek eğrilik var mı bakmak için doppler ultrason çekmek gerekir. Sonuçta sık masturbasyon penis eğriliği yapmaz.

Ekq Resmi

Soru:Hocam benim evlenmek niyetim var: Kısmet olursa inşallah hocam çoğu erkek gibi benimde mastürbasyon alışkanlığım var çaresiz evlendiğimde karımdan gizli saklı bu işe devam etmek istemiyorum. Tamamen bırakmayı çok denedim olmadı çok kasık ağrısı yaşıyorum bu nedenle yapmak zorda kalıyorum bana evliliğe kadar evlilik sonrası süreçte ne önerirsiniz saygılar.

Cevap: Normal insan evlenenince masturbasyonu bırakır. Masturbasyon bir nevi cinsel sapmadır. Evlenenince, cinsel hayat düzene girince kişi zaten masturbasyon yapma ihtiyacı hissetmez. Çünkü cinsel ilişkinin zevki başkadır. Bu reçel yiyenin balı keşfetmesi ve baldan aldığı tadı reçelde bulmaması gibi bir şeydir. Fakata nadir de olsa bu alışkanlığa devam ettirenler vardır. Yalnız çoluk çocuğa karışınca insanın başka meşguliyetleri olunca masturbasyona zamanı bile kalmaz. 

 

 

 

Site Amacı, Bilgisi ve İşleyişi

  • Sitenin İşleyişi
  • Sitenin Amacı
  • Dikkat Edilecek Hususlar
  • Code İlkeleri
Sitemiz üroloji hakkında bilgi vermektedir. Üroloji hakkında daha fazla bilgiyi yine sayfamızdan alabilirsiniz. Uroloji Sitenin Haritasına göz atarsanız konulara daha çok hakim olabilirsiniz. Burada sitenin genel planı vardır.

Her hangi bir konuya arama motoru kullanarak ulaşabilirisiniz. Ayrıca sol menü işinizi oldukça kolaylaştıracaktır.

Sitemiz çok sık güncellenmemekle birlikte en önemli özelliği sormuş olduğunuz şikayetlerinize en geç 1 günde cevap alabilmenizdir. Cevaplar kapsamlı ve sizi yönlendirecek şekildedir. Fakat takdir edersiniz ki bu site bir tedavi edici site değildir. Sadece yol gösterici ve yönlendiricidir. Bu nedenle sorularınızı kapsamlı ve öz olarak sorun. Mümkünse numaralandırın. Cevap almanız daha kolay olur. Çok uzun mesajlar içerisinde sorularınız kaynamaz.

1- Ziyaretçilerin kendi sağlığıyla ilgili bilgi vermek.
2- Faydasına inandığı, gerek üroloji gerekse genel sağlık linklerini sunmak.
3- Sadece hastanın kendi hastalığı hakkında bilgi vermek ve tavsiyelerde bulunmak. Gerekirse Tıp’ın hangi bölümüne hangi uzmanına gideceğini belirtmek.
6- Tahlil, tetkik, Rotgen ve ultrason, MR gibi tetkiklerin sonucunu yorumlamak.
6- Bu web sitesine yazmış olduğu tıpla ilgili kendi hastalığı ve şikayetlerine ve sorularınıza en kısa zamanda cevap yazmak.
1- Sorularınız üroloji ile ilgili olmasına dikkat edin. Dini konuları sormayın. Fetva vermeye yetkili değilim.
2- Sorular ne çok uzun nede kısa olsun. Öz olsun. 5 satırı geçmesin. Yoka cevap alamazsınız.
3- Sorularınızı numara vererek madde madde yazın. Böylece kesin ve net cevap alabilirsiniz, cevapsız soru kalmayacaktır. Bunun ispatı şimdiye kadar verdiğim 105.000 sorunun cevabıdır.
4- Cevaplar hakkında şüpheye düşerseniz veya anlamadığınız bir şey olursa ertesi gün tekrar yazmakta çekinmeyin. Bir günde 2 den fazla mesaj yazmayın. Yoksa cevap almazsınız.
5- Yazma kurallarına uygun yazdığınız soruların cevabının da saat 17 de yazılacağından emin olun.
İlke 1: Bu sitede yayınlanan tıbbi bilgiler ve sağlık öğütlerinin tümü tıp veya sağlık alanında eğitimli ve kalifiye profesyoneller tarafından verilir. Tıp ya da sağlık alanında kalifiye olmayan birey, ya da organizasyonlar tarafından verilen öğütlere bazı durumlarda yer verilir ise, bu durum açıkça belirtilir.

  • İlke 2: Bu sitede yer alan bilgilerin yayını site ziyaretçisi hasta ile kendi doktoru arasında, var olan ilişkiyi, değiştirmek ya da yerine geçmek için değil, yalnızca desteklemek için düzenlenmiştir.
  • İlke 3: Tıp ya da sağlık web sitesine bir birey olarak hastaların ve ziyaretçilerin, kimlikleri dahil olmak üzere, verdikleri veriler bu web sitesinin sorumluluğu altındadır. Web sitesi sahipleri web sitesinin bulunduğu ülkenin ve “mirror” sitelerinin bulunduğu ülkelerin tıp ya da sağlık bilgileri konusundaki kanuni gereksinimlere uymayı ve bunların dışına çıkmamayı kabul ederler.
  • İlke 4: Uygun durumlarda bu sitede yer alan bilgiler kaynak verilere açıkça refere edilecektir, olanak var ise bu kaynaklara özgü HTML bağlantıları yapılacaktır. Klinik sayfaların son değiştirilme tarihleri sayfada açıkça yer alacaktır.
  • İlke 5: Özgün bir tedavinin, ticari bir ürünün veya servisin yararları veya performansı konusunda herhangi bir görüş bildirildiğinde; bu görüş uygun, dengeli deliller ile (İlke 4’de belirtildiği gibi) desteklenecektir.
  • İlke 6: Web sitesinin tasarımcısı bilgileri olabildiğince açık olarak yayınlamaya çalışacak ve daha fazla bilgi veya destek isteyen ziyaretçiler için bir başvuru adresi sağlayacaktır. Web “ağası” tüm site sayfalarında kendi adresini açıkça yayınlayacaktır.
  • İlke 7: Bu Web site için ticari veya ticari olmayan kuruluşların sağladıkları servis verme, fon veya materyal sağlama biçimindeki tüm destekleri ilgili kuruluş açıkça anılarak vurgulanacaktır.

Yasal Uyarı:

Gerek bu sitedeki yazılar gerekse kitapların PDF uzantılı (Taşınabilir Belge Biçimi) dokümanı 2393 sayılı kanunu 2 ve 3 cü maddelerine göre bir bölümü veya bir parçasının kopyasını almak, yayınlamak, başka bir sitede kullanmak yasaktır. Buna uymayanlara cezai işlem uygulanacaktır. Ancak yazar izni almak veya isim site adresi kaynak olarak verilmesi durumunda izin verilebilir.

http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.3.5846.pdf

Bu sitenin içeriği ziyaretçilerini bilgilendirmeye yönelik hazırlanmış olup sağlıkla ilgili konularda tıbbi teşhis, tedavi veya reçete bilgisi özelliği taşımaz. Site, sağlıkla ilgili tüm konularda en doğru bilginin hastayı muayene eden doktorundan öğrenilebileceğini savunur. Sitedeki bilgiler bu amaçla kullanılmamalıdır. Bu bilgilerin yanlış anlaşılması veya kullanılmasından doğabilecek mağduriyetlerden bu site sorumlu tutulamaz.

Bu sitenin içeriği ziyaretçilerini bilgilendirmeye yönelik hazırlanmış olup sağlıkla ilgili konularda tıbbi teşhis, tedavi veya reçete bilgisi özelliği taşımaz. Site, sağlıkla ilgili tüm konularda en doğru bilginin hastayı muayene eden doktorundan öğrenilebileceğini savunur. 

Sitedeki bilgiler bu amaçla kullanılmamalıdır. Bu bilgilerin yanlış anlaşılması veya kullanılmasından doğabilecek mağduriyetlerden bu site sorumlu tutulamaz. Tüm yazılar, yazan kişinin sorumluluğundadır ! Doğabilecek herhangi bir problemden site yöneticileri ve site sahibi sorumlu tutulamaz !

Siyaset, din, ırk ayrımı, gibi konuları, T.C Yasalarına aykırı konuları, kişi hak ve özgürlüklerine saldırı niteliğindeki konuları yazan üyeler, gereğinde uyarılır veya doğrudan silinir. Ayrıca bu gibi yazılar tamamen yazan kişinin sorumluluğuna girer. Erotizm, küfür, genel ahlaka aykırı ve toplum huzurunu kaçırabilecek türden olan ve/veya küfür ve hakaret içeren yazılar, manevi ve kutsal değerleri küçük düşürme amacı taşıyan resimler, şiirler, konu başlıkları silinir.Bu tür davranışlarda bulundukları tespit edilen kullanıcıların; yaptıkları davranışa göre mesajları silinebilecektir. 

Kişilerin bu siteye kişisel bilgilerini vermesi telefon veya mail adreslerini, SMS veya fecebook, twitter hesabını vermesi ile doğabilecek kötü sonuçlarından site ve site sorumlusu sorumlu değildir. Tamamen kişinin sorumluluğundadır.
Bu kurala uymayıp daha sonra “kişinin özel hayatına müdahale edildi” diye bir hak iddia edemez.
Bu siteye yazan herkes bu şartları ve yasak uyarıları peşinen ilk başta kabul edilmiş sayılır ve “Ben okumadım” bahanesine sarılamaz.

Foruma mesaj yazan kullanıcıların IP bilgileri sistemde kayıt altına alınır. İlgili resmi makamlarca talep edildiğinde kullanıcıya ait bilgilerin bu makamlara verilmesinde tereddüt etmeyeceğimizi önemle belirtiriz.

Bu sitedeki bilgileri kopyalama, nakletme veya diğer kullanımlar kesinlikle yasaktır. Web sitesindeki bilgilerin kullanımı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine ve site sahibinin iznine bağlıdır. Tüm kullanıcılar yukarıda belirtilen yasal uyarıyı tamamen ve çekincesiz olarak kabul etmiş sayılırlar. 

Göster
Gizle