Okumak istediğiniz yazıyı seçiniz

Güldüren Espriler
Güzel Sözler
Hayat
Bir Kadın ve Ah Bu kadınlar
Kazanan ve Kaybeden
Sevgi ve Çeşitleri
Neden ve Nasıl Oluyor?
Amerika Filmleri
Duvar Yazıları
Arapça Futbol Terimleri Sözlüğü
Azrail'le Son Diyalog
Bilgisayarlar Erkek mi?
Nasıl Bir Kızsınız?
İkinci Sayfa

GÜLDÜREN ESPİRİLER

*Dişinin ağrıdığını söyleyen birine :
"Aman kendine dikkat et. Benim bir arkadaşım çürük diş yüzünden öldü.
Dişçiye giderken bir kamyonun altında kalmıştı."
*Dans etmek istediğiniz bayan bir başkasıyla dans ediyorsa, dans ettiği
erkeğe :
"Hanımefendinin ayaklarına biraz da ben basabilir miyim?"
*Borç para isteyenlere :
"Babamdan bana miras kalan tek şey para. Onun için hatırası var, veremem."
*Maymuna benzediğini söylemek istediğiniz birine :
"Senin benzerini hayvanat bahçesinde görmüştüm. Herkes fıstık veriyordu."
*Süt içmekten söz açıldığında :
"Ben süte hiç para vermem. Canım süt istediği zaman çok çalışırım. Anamdan
emdiğim süt burnumdan gelir. Bende bardağa doldurur doldurur içerim.
*Gazetelerdeki fallardan söz açıldığında :
"Geçenlerde falımı okudum. 'uğurlu rakamınız beş' diye yazıyordu. Hemen at
yarışlarına gidip beş numaralı ata bütün paramı yatırdım. Ne oldu biliyor
musunuz ? Benim at beşinci oldu."
*Kibirli olmaktan söz açıldığında :
"Eskiden kibirliydim ama şimdi tek kelime ile kusursuzum."
*Genç bir kızın falına bakarken :
"Uzun boylu, yakışıklı, kültürlü ve zengin bir erkekle tanışacaksın. Fakat
kısa boylu, çirkin, cahil ve beş parasız biri ile evleneceksin."
*Birlikte olduğunuz bayana :
"Buse aşkın lisanıdır derler. Hadi biraz gevezelik edelim."
*Evlenmek üzere olan bir arkadaşınıza :
"İstersen nikah şahidin olabilirim. Bilirsin kara gün dostuyumdur."
*Bir futbol hakemi arkadaşınıza takılırken :
"Yaşıtların iş güç sahibi oldu sen hâlâ ağzında düdük, kısa pantolonla
koşturup duruyorsun."
*Kötü alışkanlıklardan söz açıldığında :
"Kötü alışkanlıklarım pek yoktur. Ne kumar oynamasını ne de içki içmesini
bilirim" deyip eklemek "Kumarda sürekli yenilir, içki içince de sızar
kalırım."
*Kalabalık bir yerde arkadaşlarınızdan birini kaybettiğinizde bir başka
arkadaşınıza takılarak :
"Sana onun mendilini koklatsak bulur musun ?"
*Sevgilinize :
"Bana bir öpücük borç versene" deyip, eklemek " Borcuma sadığımdır, hemen
iade ederim"
*Alçak gönüllülükten söz açıldığında :
"Dahiler alçak gönüllü olur derler. Bana bakın hiç büyüklük taslıyor muyum
?"
*Yaşlı bir erkek genç bir kıza asıldığında :
"Amca bey intihar etmek için başka bir yol seçseniz."
*Doktora muayene olduktan sonra :
"Bu ne biçim doktor. Önce bileğimi tuttu sonra da saatinin doğru olup
olmadığında baktı."
*Balık yakalarken, balıklar yemleri kapıp oltaya takılmıyorlarsa,
yanınızdakilere :
"Benim taktiğim budur. Önce balıkları şişmanlatır, sonra yakalarım."
*Rüyalarınızdan bahsederken :
"Her gece aynı rüyayı görüyorum. Üzerinde bir yazı olan kapıyı itiyorum,
itiyorum ama bir türlü açamıyorum. Meğerse kapının üzerinde 'çekiniz'
yazıyormuş."
*Bir kıza arkadaşlık teklif ederken :
"Ben çok suluyumdur, sizde çok ateşlisiniz. Yani tam birbirimize göreyiz."
*Flört ettiğiniz kişiye :
"Ben senin yerinde olsam, bensiz yaşayamazdım."
*Simsiyah bir kâğıdı arkadaşlarınıza gösterip :
"Gece karanlığında kavga eden iki zencinin resmini yaptım. Güzel olmuş mu ?"
*Kötü ahlaklı birinden bahsederken :
"Vicdanı tertemizdir." deyip eklemek "Çünkü onu hiç kullanmıyor."
*Sevdiğiniz kişiyi öptükten sonra :
"İlkokuldaki öğretmeniz bir şeyi unutmamak için en az iki kere tekrarlamalı
derdi." Deyip bir kez daha öpmek.
*Size borcu olan birine borcunu hatırlatmak istediğinizde :
"Ne zaman seni görsem aklıma Fuat geliyor." Deyip , eklemek " Onun da bana
borcu var da."
*Bir arkadaşınıza takılırken :
"İnsanlar öldükten sonra ruhları bir hayvana geçiyorlarmış." Deyip, eklemek
"Sen öldükten sonra ruhunun yabancılık çekeceğini sanmıyorum."
*Plajda arkadaşlarınıza :
"Serinlemek için denize mi girmek istersiniz , yoksa ben espri mi yapayım ?"
*Sarhoş bir adamı göstererek :
"Bu adamın karısı çok hamarattır. Gecenin hangi saatinde eve giderse gitsin
, karısı oklava ile karşılar."
*Bir kıza takılırken :
"Boşuna hayale kapılmayın. Bugünkü yıldız falımda sevgilimin sarışın olacağı
yazıyor."
*Yabancı dil öğrenmenin gerektiğinden söz açıldığında :
"Ben de yabancı dil öğrenmek istiyorum. Özellikle en yabancısı hangisi ise
onu öğreneceğim."
*'Sizi terbiyeye davet ederim' diyenlere :
"Ben öyle bilmediğim yerlere gitmem."
*Kabuklu yemişin veya meyvenin kabuğunu soyan birine :
"Nasıl olsa içinde ne olduğunu biliyorsun. Kabuğu soymana ne gerek var ki."
*İyilik yaptığınız kişi 'size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum'
dediğinde :
"Fenikeliler parayı icat ettiklerinden beri bu çok kolaylaştı."
*Çocukluğunuzun ne zorluklarla geçtiğini anlatmak istediğinizde :
"Yaşıtların Susam Sokağı'nı izlerken, ben susamlı simit satıyordum."
*Tartıştığınız arkadaşınıza :
"İki seçeneğin var. Ya ben haklıyım , ya da sen haksızsın."
*Seks filmi izlediğinizde :
"Anlamadığım bir şey var. Yatakta o kadar boş yer varken adam niye kadınınüzerinde yatıyor."Y




GÜZEL SÖZLER

· BİLGİ İNSANI KUŞKUDAN ,İYİLİK ACI ÇEKMEKTEN KARAR ALMAKTA KORKUDAN KURTARIR.
· TEMBELLİK ÖLÜMÜN KÜÇÜK KARDEŞİ SEFALET HAYATIN BÜYÜK DÜŞMANIDIR.
· DENETLENDİĞİ VAKİT SEVİNEN ELEŞTİRİLDİĞİ VAKİT GÜLEN YARATIĞA BÜYÜK ADAM DENİR.
· BÜYÜK KAFALAR FİKİRLERİ ORTA KAFALAR HADİSELERİ KÜÇÜK KAFALAR İSE KİŞİLERİ KONUŞUR.
· UCUZ ATTAN SÜRAT BEKLEME O, YALNIZ KİŞNER.
· İNSANLAR KENDİLERİ HAKKINDA BAŞKALARININ SÖYLEDİKLERİNİ DUYSALARDI KOCA DÜNYADA KİMSENİN DOSTU OLMAZDI.
· MADDİ HAYATA TAPANLAR DENİZ SUYU İÇENLERE BENZERLER İÇTİKÇE SUSALAR.
· KİBİR TANRININ DEĞERSİZ İNSANLARA HEDİYESİDİR.
· ERKEK AZ FAKAT SIK SIK SEVER KADIN İSE ÇOK FAKAT BİR KEZ SEVER.
· YERİNDE KONUŞMAYI ,YERİNDE DÜŞÜNMEYİ VE YERİNDE KARAR VERMEYİ BİL.
· AMİRLERİNİN SENDEN BEKLENTİLERİNİ SOR,SÖYLENENLERİ ÖNEMSE
· BAŞARININ SENİ ŞIMARMASINA,BAŞARISIZLIĞI DA YIKMASINA İZİN VERME

Çok süslenenlere bakin hepsi de gizlenmek istiyordur.  Aristo

Akılsızca bir şeyi milyonlarca kişi söylese de o şey yine akılsızcadır.  B. Russel

Mal kaybeden bir şey kaybetmemiştir. Onurunu kaybeden çok şey kaybetmiştir.Cesaretini kaybedenler her şeyini
kaybetmiştir. Goethe

Bir düşmanı affetmek, bir dostu affetmekten daha kolaydır. Mme Dorothe Delusy

İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır. Victor Hugo

Erkekler kadınların ilk askı, kadınlar da erkeklerin son askı olmak isterler.  Oscar Wilde

Kral da, dilenci de ayni iştahla acıkırlar.  Montaigne

Bil ki, senin lehine söz taşıyan kimse aleyhine de taşır, sana nakleden, senden de nakleder.  İmam Şafii

Bu dünyaya istediğimiz gibi gelmedik, Bu dünyadan istediğimiz gibi gidemeyiz. Ömer Hayyam

Hayat bir hikaye gibidir, ne kadar uzun olduğu değil,ne kadar güzel olduğu önemlidir.   Seneca

Dünyaya geldiğimiz gün bir yandan yasamaya, bir yandan ölmeye baslarız.    MONTAIGNE

İnsanin kendi vatani için yalan söylemesi bir vatanseverlik sanatıdır. Buna diplomasi denilir.  AMBROSE BIERCE

Kendinizi idare ederken kafanızı, başkalarını idare ederken kalbinizi kullanın.   İngiliz Atasözü

Adalet, bir Kutup Yıldızı gibi yerinde durur,geri kalan her şey onun etrafında doner.Konfucyus

Ben daima erkekte istikbal, kadında mazi ararım.Oscar Wilde

Rüyanızın gerçekleşmesini istiyorsanız, öncelikle uykudan uyanmanız gerekir.  Andre Siegtried

Hayat, silgi kullanmadan resim çizme sanatıdır.  John Christian

Aslan bile kendini sineklerden korumak zorundadır.  Alman Atasozu

Alçakta olan, düşmekten korkmaz.  Dünyada Kusursuz dost arayan, dostsuz kalır   Mevlana
 




 

HAYAT

1 - Gerçek değişim kimi eski şeyleri farklı görmeye başlamaktır.
2 - Pencerenizin camı kirliyse dışarı çıkıp manzarayı parlatmanız boşunadır.
3 - Eğer siz kendinizi sevmiyorsanız başkası neden sevsin.
4 - Ana babanız doğumunuzdan sorumludur, yaşamınızdan değil.
5 - Eğer kendinize yön arıyorsanız yolunu kaybetmiş birine sormayın.
6 - Dostluk, ayrı oldukları zaman insanları birlikte tutar.
7 - Fedakarlık çiçeğin köküdür.
8 - Geçmişi bir kitap gibi kullanın, eviniz gibi değil.
9 - Bir çok insan hayatının büyük bölümünü olduğundan farklı görünebilmek için heba eder.
10 - İlerlemenizin önündeki en büyük engel kendinize güvensizliğinizdir.
11 - Acı, mutluluğa göre daha çok şarkı bestelemiştir.
12 - Her davranışında başkalarının onayını arayan kimseler hayatın birçok güzelliğini ıskalar.
13 - Yüzeyde hazine bulamazsınız.
14 - Kahkaha ruhun dansıdır.
15 - Mucize, enerjinizi korkularınıza değil rüyalarınıza verdiğiniz zaman başlar.
16 - Karşınızdakini dinliyor musunuz, yoksa konuşmak için sıra mı bekliyorsunuz?
17 - İki yüzlülük sadece sahibi tarafından görülemez.
18 - Hayatınızı bir para kazanma denemesi olarak kullanmayın.
19 - Cennete gitmenin iki yolu vardır
      1) Gerçekten öldüğünüz zaman
      2) Gerçekten yasadığınız zaman
20 - Gerçek zenginlik vaktinizi insanlara vermektir, para karşılığı satmak değil.
21 - Müziği notaların arasındaki sessizlik yaratır.


BİR KADIN ve AH BU KADINLAR

Bir kadın

  Hayatiniz, seçtiğiniz kadındır.
Bir kadın değil bir hayat seçersiniz çünkü. Bir erkeğin düşünsel yeteneği,estetik birikimleri ne olursa olsun, hayatta durduğu kat, içine doğduğu kattır, tanıdığı ilk kadının, annesinin onu bıraktığı kat. Giyim zevkinin bulunmadığı bir bahçede doğduysanız, giyim zevkinin gelişmiş olduğu bir bahçeye sizi ancak bir kadın götürür, sofralarının inceliklerle donatılmadığı bir katta doğduysanız, incelikli sofraların bulunduğu kata sizi götürecek olan da bir kadındır.
   Birlikte olduğunuz kadın değiştiğinde,degisen yalnızca bir kadın değildir, hayatin neredeyse bütünü değişir, bir başka kata, bir başka bahçeye geçersiniz, orada her şey farklıdır.Dinlediginiz müzik, okuduğunuz kitap, yediğiniz yemek, gittiğiniz yerler,buluştuğunuz arkadaşlar, hatta taktığınız kravat bile değişir.Bir erkeği hayatin içinde kadınlar gezdirir, hayatin katları arasında kadınlar dolaştırır. Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz, bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz, esprili bir kadına rastlarsanız espriniz,zeki bir kadına rastlarsanız zekânız gelişir; yeni huysuzluklar, kaprisler,kavga nedenleri, acılar da öğrenirsiniz.
   Hayat, kutsal kitaplarda anlatıldığı gibi kat kattır; Babil'in asma bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir. Bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür. Ve, bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara,gördüğünüz hayat, yanınızdaki kadının terası, manzarası, hayatidir; hayatin hangi katında durduğunuzu, yanınızdaki kadının durduğu kat belirler.Hayatiniz, seçtiğiniz kadındır.Bir kadın değil bir hayat seçersiniz çünkü.

Ah Bu Kadınlar

    Bütün kadınlar birbirlerini rakip olarak görürler. Birbirlerini kıskanmaları için ayni meslekten olmalarıyla da menfaatlerinin çatışması falan şart değildir.Ortalikta kendilerinden başka kadınların da dolaşıyor olması, kıskanmaları için yeterli bir sebeptir. Yolu kadınların görev yaptığı bir yere, örneğin bir banka şubesine düşen bir kadın, gördüğü muameleden bunu şıp diye anlayabilir. Bütün kadınların mutlaka koşulacak şartları vardır. ‘ seninle evlenirim ama.. ‘dedigini yaparım ama...Nedense bütün ask şiirleri, en duygulu şarkı sözleri hep erkekler tarafından yazılmıştır. çok duygulu oldukları söylenen kadınların bu sırada ne yaptıkları merak konusudur. Bence kadınlar o sırada diğer kadınları incelemekle meşguldürler. ‘ne giymiş, ne takmış, benden güzel mi? vs.
   Erkekler (eğer ruh hastası değillerse) eslerini çok yakin arkadaşlarından, akrabalarından, yani olur olmaz herkesten kıskanmazlar. Oysa kadınlar, hiç ayrım yapmaksızın, omur boyunca, istisnasız her dişiden kıskanırlar kocalarını. Kendisinden 30 yas büyük bir kadınla, sırf parası için evlenen pek az erkek vardır. Buna karşılık etraf, babası, hatta dedesi yasında, ama mutlaka zengin erkeklere aşık olan (!) kadınlarla doludur.Hiçbir kadın çalıştığı yerde üstünün kadın olmasını istemez. Vallahi bunu ben söylemiyorum, anketler öyle diyor.
    Erkekler kadınlardan ilgi, şefkat, sevgi dışında pek bir şey beklemezler. Kadınlara bunlar asla yetmez, ilave olarak iki bilezik, bir yüzük gerekir çoğu zaman.Gelin-kaynana çekişmesinin fıkralara geçtiği ülkemizde hiç damat-kayınpeder çekişmesine tanık oldunuz mu? ‘Elti gemisi yürümez’ diye bir söz vardır da neden bacanaklar için söylenmiş benzer bir laf yoktur?
     Erkekler bir araya geldiklerinde isten, politikadan, futboldan bahsederler genellikle. Kadınlar bir araya geldiğinde ise vay o anda orada olmayan diğer kadınların haline! Eslerinden, ‘yorgunum’, ‘Başım ağrıyor’ bahanesiyle mümkün olduğunca kaçan kadınlar, ortaya ikinci bir kadın çıktığı zaman aniden kocalarını çok sevdiklerini (!) fark ederler.
Kocası tarafından aldatılan kadınlar genellikle boşanmak yerine, bir çocuk daha yapmayı tercih ederler. Tersi durumda ise erkekler kadınlar kadar akilli olmadıkları için bunu gurur meselesi yapar ve kadını hemen boşamaya kalkarlar.Kadınlar evde akşama kadar istedikleri gibi yasarlar. Ne karışanları ne de görüşenleri vardır. Erkeklerin aksamdan aksama geldikleri evlerinde pek de özgür oldukları söylenemez. Kendilerine durmadan oraya oturmaması, sigarasının külüne dikkat etmesi, ayakkabısını çıkarması hatırlatılır.
     Kadınlar aksama kadar kocalarının bilgisi dışında istedikleri arkadaşlarını misafir ederler. Oysa hiçbir erkek karışından izin almadan eve bir erkek arkadaşını getiremez. Hatta izin alarak bile.Kadınlar her istediklerinde eslerinden izin almadan annelerini ziyaret edebilirler. Erkekler ne haberli, ne habersiz, yanlarında esleri olmadan asla annelerine uğrayamazlar.Kadınlar bütün ilişkilerinde hesap kitap içindedirler. Asla şeffaf değildirler. Hoşlanırlar, hoşlanmaz gibi davranırlar, isterler, istemez gibi yaparlar.
      Esleriyle sorunlarını çözmede bedenlerini silah olarak kullananlar bile vardır.Vücutlarını göstermeye bayılırlar. Acık, dar, şeffaf, kısa giyerler. Sonra da ‘neden bakıyorsunuz? diye sinirlenirler. Aslında amaçları baktırmaktır, ama bunu asla kabul etmezler. özgürlükten, rahatlıktan, medeniyetten falan söz ederler.Nereden biliyorsun, derseniz ben de kadınım oradan biliyorum.
NOT: İstisnalar kaideyi bozmaz. (Bence de bunu okuyan herkes kendini istisna olarak kabul edecektir.)



KAZANA.... KAYBEDEN....


KAZANAN her zaman çözümün bir parçasıdır,
KAYBEDEN her zaman problemin bir parçasıdır
KAZANANIN her zaman bir programı vardır,
KAYBEDENİN her zaman bir özrü vardır
KAZANAN "Bu işi senin için yaparım" der,
KAYBEDEN "Benim işim değil ki" der
KAZANAN her sorunda bir çözüm bulur,
KAYBEDEN her çözümde bir sorun götürür
KAZANAN "uzak ama yolu bilmiyorum" der,
KAYBEDEN "yakın ama yolu bilmiyorum" der
KAZANAN çakılların yanındaki çimeni görür,
KAYBEDEN çimenin yanındaki çakılları görür
KAZANAN "zor olabilir ama mümkün" der,
KAYBEDEN "mümkün ama çok zor" der
KAZANAN konuşmak yerine yapar,
KAYBEDEN yapmak yerine konuşur
KAZANAN ağlamak yerine çalışır,
KAYBEDEN çalışmak yerine ağlar
KAZANAN beynini çalıştırır,
KAYBEDEN çenesini...

SEVGİ ve ÇEŞİTLERİ

Masumi Toyotome diye bir Japon yazmış

  Dünyada sevilmek istemeyen kişi yok gibidir diye başlıyor. Ama sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz diye soruyor. Ve sonra anlatmaya başlıyor:
Sevgi üç türlüdür.
  Birincisi, bize verilecek olan sevgiye karşı, belli beklentileri karşılarsak bunun adı "Eğer" türü sevgidir. Bu adı takmış yazar, örneklerini veriyor: eğer iyi olursan baban, annen seni sever. Eğer başarılı ve önemli kişi olursan, seni severim. Eğer eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim.
Toyotome en çok rastlanan sevgi türü budur diyor. Bir şarta bağlı sevgidir, karşılık bekleyen sevgidir, bir vaade bağlıdır. Nedeni ve şekli bakımından bencildir. Amacı sevgi karşılığı bir şey kazanmaktır.
  Yazara göre evliliklerin pek çoğu "Eğer" türü sevgi üzerine kurulduğu için çabuk yıkılıyor. Gençler birbirlerinin o anki gerçek hallerine değil, hayallerindeki abartılmış romantik görüntüsüne aşık oluyor ve beklentilere giriyorlar. Beklentiler gerçekleşmediğinde, düş kırıklıkları başlıyor. Sevgi nefrete dönüşüyor. En saf olması gereken anne baba sevgisinde bile "Eğer" türüne rastlanıyor. Yazar bir örnek veriyor. Bir genç Tokyo Üniversitesi giriş sınavlarını kazanarak babasını mutlu etmek için çok çalışıyor. Okul dışında hazırlama kurslarına da gidiyor. Ama başarılı olamıyor. Babasının yüzüne bakaçak hali yok. Üzüntüsünü hafifletmek için bir haftalığına, Hakone kaplıcalarına gidiyor. Eve döndüğünde babası öfkeyle sınavları kazanamadın. Bir de utanmadan Hakone'ye gittin? Diye bağırıyor.    Delikanlı "Ama baba vaktiyle sende bir ara kendini iyi hissetmediğinde Hakone kaplıcalarına gittiğini anlatmıştın diyor. Baba daha
çok kızarak delikanlıyı tokatlıyor. Çocuk da intihar ediyor. Gazeteler intiharın anlık bir sinir krizi sonucu olduğunu yazarlar. Yanılıyorlardı
diyor yazar. Delikanlı babasının kendisine olan sevgisinin yüksek düzeydeki beklentilerine bağlı olduğunu anlamıştı.
 
İkinci türe geçiyoruz. "Çünkü" türü sevgi. Toyotome bu tür sevgiyi şöyle tarif ediyor: Bu tür sevgide kişi bir şey olduğu, bir şeye sahip olduğu ya da bir şey yaptığı için sevilir. Başka birinin onu sevmesi, sahip olduğu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır. Örnek mi? Seni seviyorum. Çünkü çok güzelsin (Yakışıklısın). Seni seviyorum. Çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki. Seni seviyorum çünkü bana o kadar güven veriyorsun ki. Seni seviyorum çünkü beni üstü açık arabanla, o kadar romantik yerlere
götürüyorsun ki. Yazar, çünkü türü sevginin eğer türü sevgiye tercih edileceğini anlatıyor. Eğer türü sevgi bir beklenti koşuluna bağlı olduğundan büyük ve ağır bir yük haline gelebilir.
  Oysa zaten sahip olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz hoş bir şeydir egomuzu okşar, olduğumuz gibi sevilmektir. İnsanlar oldukları gibi sevilmeyi tercih ederler. Bu tür sevgi onlara yük getirmediği için rahatlatıcıdır.  Ama derin düşünürseniz, bu türün Eğer türünden temelde pek farklı olmadığını görürsünüz. Kaldı ki bu tür sevgi de, yükler getirir
insana. İnsanlar hep daha çok insan tarafından sevilmek isterler. Hayranlarına yenilerini eklemek için çabalarlar. Sevilecek niteliklere
onlardan biraz daha fazla sahip biri ortaya çıktığı zaman, sevenlerinin, artık ötekini sevmeye başlayacağından korkarlar. Böylece yaşama sonsuz sevgi kazanma gayretkeşliği ve rekabet girer.Ailenin en küçük kızı yeni doğan bebeğe içerler. Sınıfının en güzel kızı,
yeni gelen kıza içerler. Üstü açık BMW'su ile hava atan delikanlı, Ferrari ile gelene içerler. Evli kadın kocasının genç ve güzel sekreterine içerler. O zaman bu tür sevgide güven duygusu bulunabilir mi diye soruyor.Toyotome.
 
  Çünkü türü sevgi de, gerçek ve sağlam sevgi olamaz diyor.Bu tür sevginin güven duygusu vermeyişinin apayrı nedenlerinin olmasıdır.
Birincisi acaba bizi seven kişinin düşündüğü kişi miyiz korkusu. Tüm insanların iki yanı vardır. Biri dışa gösterdikleri, öteki yalnızca
kendisinin bildiği. İnsanlar sandıkları kişi olmadığımızı anlar ve bizi terk ederlerse korkusu buradan doğar. İkincisi de ya günün birinde değişirsem ve insanlar beni sevmez olurlarsa endişesidir. Japonya'da bir temizleyicide çalışan dünya güzeli kızın yüzü patlayan kazanla parçalanmış.
  Yüzü fena halde çirkinleşince, nişanlısı nişanı bozup onu terk etmiş. Daha acısı aynı kentte oturan anne ve babası,
hastaneye ziyarete bile gelmemişler, artık çirkin olan kızlarını. Sahip olduğu sevgi, sahip olduğu güzellik temeli üstüne bina edilmiş olduğundan, güzellik kalmayınca sevgi de kalmamış. Kız birkaç ay sonra kahrından ölmüş. Japon yazar toplumlardaki sevgilerin çoğu "çünkü" türündendir ve bu tür sevgi, kalıcılığı konusunda insani hep kuşkuya düşürür diyor. Peki o zaman,
gerçek sevgi, güvenilecek sevgi ne? Ve işte sevgilerin en gerçeği.

Üçüncü tür sevgi, benim "Rağmen" diye adlandırdığım türdür diyor yazar. Bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında bir şey beklenmediği için, eğer türü sevgiden farklıdır. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp böyle bir şeyin varlığını esas olarak almadığı için çünkü türü sevgi de değil. Bu üçüncü tür sevgide, insan bir şey olduğu için değil, Bir şey olmasına rağmen sevilir. Güzelliğe bakar misiniz. Rağmen sevgi. Esmeralda, Quasimodo'yu dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu olmasına Rağmen sever.
Asil, yakışıklı, zengin delikanlı da Esmeralda'ya çingene olmasına rağmen tapar. Kişi dünyanın en çirkin, en zavallı, en sefil insanı olabilir.
  Bunlara rağmen sevilebilir. Tabii bu sevgiyle karşılanması şartı ile. Burada insanın, iyi, çekici ya da zengin konum edinerek sevgiyi kazanması gerekmiyor. Kusurlarına, cahilliğine, kötü huylarına ya da kötü geçmişine rağmen olduğu gibi, o haliyle sevilebiliyor. Bütünüyle çok değersiz biri gibi görünebiliyor ama en değerli gibi sevilebiliyor. Japon yazar yüreklerin en çok susadığı sevgi budur diyor. Farkında olsanız da, olmasanız da, bu tür sevgi sizin için yiyecek içecek, giysi, ev, aile, zenginlik, başarı ya da ünden daha önemlidir. Bunun böyle olduğundan nasıl emin olursunuz? Haklı olduğunu kanıtlamak için sizi bir teste davet ediyor. Şu soruma cevap verin
diyor. Kalbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size aldırmadığını ve hiç kimsenin sizi sevmediğini düşünseydiniz, yiyecek, elbise, ev, aile, zenginlik, başarı ve üne olan ilginizi yitirmez miydiniz? Kendi kendinize yaşamanın ne yararı var diye sormaz mıydınız? Devam ediyor.
 
 Toyotome: şu anda en sevdiğiniz kişinin sizi sadece kendi çıkarı için sevdiğini anladığınızı bir düşünün. Dünya birden bire başınızın üstüne çökmez miydi. O an yaşam size anlamsız gelmez miydi? Diyelim sıradan bir yaşamınız var. Günlük yaşıyorsunuz. Günün birinde gerçek, derin ve doyurucu bir sevgi bulacağınızdan umudunuz olmasa, kalan hayatınızı nasıl yaşardınız? Diye soruyor ve yanıtlıyor, öyleleri ya iyice umutsuzluğa kapılıp intihar ediyorlar ya da iyice dağıtıp yaşayan ölü haline geliyorlar. Toyotome, hem
de nasıl iddialı savunuyor rağmen sevgiyi. Bugün yaşamınızı sürdürebilmenizin nedeni rağmen türü sevgiyi şu anda yaşamanız yada bir gün bu sevgiyi bulacağınıza inancınızdır.
  Son sözlerinde biraz umutsuz, Toyotome. Bugün yaşadığımız toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zor. Çünkü herkesin sevgiye ihtiyacı var. Kimsede başkasına verecek fazlası yok, diye açıklıyor. Anlatıyor: Yakınımızda olan birinin bu sevgiyi bize vermesini bekleriz. Ama o da aynı şeyi başkasından beklemektedir. Peki bu dünyada sevgi ne kadar var. Yazara göre, açlığımızı biraz
bastıracak kadar. Ve de yemek öncesi tadımlık gelen iştah açıcılar gibi. Bu minnacık tadım, bizi daha müthiş bir sevgi açlığına tahrik ve teşvik ediyor. Bu minnacık tadım sevgiye ne kadar muhtaç olduğumuzu anlatıyor. Büyük bir hırsla ana yemeğin gelmesini ve bizi doyurmasını bekliyoruz. Hani nerede ? Hepsi o, ve asıl çarpıcı cümle en sonda.

""DÜNYADAKİ EN BÜYÜK KITLIK, RAĞMEN TÜRÜ SEVGİNİN YETERİNCE
OLMAYIŞIDIR. "

NEDEN ve NASIL OLUYOR?

1-Yüzmek zayıflatıyorsa balinalar nerede yanlış yapıyorlar?
2-Süper yapıştırıcı her şeyi yapıştırdığı halde niçin içinde bulunduğu tüpün iç çıdarlarını yapıştırmamaktadır?
3-Niçin yanlış çevrilen telefon numarası hiçbir zaman meşgul çalmaz?
4-Niçin falcıya gitmeden evvel randevu almak gereklidir? Geleceğimizi bilemez mi?
5-Eğer bugün hava sıcaklığı 0 derece ise ve yarın iki kat daha soğuk olacaksa, yarın hava kaç derece olacaktır?
6-Niçin "tek heceli" kelimesini diyebilmek için dört hece kullanmaktayız?
7-Neden insanlar gökyüzünde 400 Milyon yıldız var denildiğinde inandıkları halde, yeni boyalı yazan yüzeyi elleriyle yoklarlar?
8-Niçin limonlu gazozların içerisinde bir sürü suni tatlandırıcı varken bulaşık deterjanında gerçek limon suyu kullanılmaktadır?
9-Işık 300.000 km/sn hızla yayıldığına göre karanlık hangi hızla çökmektedir?
10-Işık hızında giden bir arabada oturduğumuzu varsayarsak, farları yakınca ne olur?
11-Niçin fare kokulu kedi maması yok?
12-Teflona hiçbir şey yapışmadığı halde teflon tavaya nasıl yapışmıştır?
13-Niçin uçaklarda paraşüt yerine can yeleği vardır?
14- Eğer uçağın kara kutusu kaza anında parçalanmıyorsa neden bütün uçak bu kutunun üretildiği maddeden
yapılmamaktadır?
15-Bunların tamamını akılcı bir şekilde cevaplayabilen kaç deli vardır?

AMERİKAN TÜRÜ YAŞAM ve AMERİKA FLİMLERİ

1-Kontak anahtarları hep arabaların üzerindedir.
2-Bir araba takla atarsa mutlaka infilak eder.Bu kazada 7-8 takla atan şoför
veya yolcular genellikle sağ çıkarlar ve çıkmadan hemen sonra benzin deposu
patlar
3-Oda,salon,ve her yerde ışıklar devamlı yanar
4-Evlerde genellikle kilit kullanılmaz.itince kapı açılır
5-Cep telefonları nadiren kullanılır.
6-telefon konuşmalarında karşı taraf susunca "Hey orada mısın? " diye
sorulur"
7-Bir polis görevdeyken olayı çözemez.başarısız olunca görevden alınır ve
sivil hayata geçince olayı çözer hısızı/katili yakalar.
8-Sanfransisko yolları hep kasislidir araba bunların üzerinden yunus balığı
gibi uçarak geçer.
9-Düğüşlerde esas oğlan ilk başlarda mutlaka dayak yer sonra o dayağın
acısını çıkarır ve galip gelir
10-Kavgalarda önce silah kullanılmaz.Silaha en son başvurulur
11-Esas oğlan 2-3 kurşun yere bir şey olmaz.Sevgilisi pansumanını yaparken
sürdüğü tentürdiyot için bas bas bağırır.
12-Kötü adam defalarca ateş ettiği halde vuramaz fakat bizim oğlan tek
kurşunda lavuğu aşağı indirir.
13-Silahlarda mermi hiç bitmez
14-Polis ne yapar eder yakalar.Yani daima film sonunda O galiptir
16-Hava Korsanı uçağı kaçırır.Sonunda bizim oğlanın elinden kurtulamaz.Fakat
ne yazık ki bizimkide yaralıdır.Pilotta ölmüştür.Bizimki aşağıdaki talimata
göre uçağı son anda yere indirir.
17-İki polis önceleri birbirlerine kıl olurlar fakat sonra el ele
verirler.Kötü adamları haklarlar
18-İki dedektif arasında rekabet vardır.Olay yerine önce biri gelir ilk
geleni kovar."Hemen kendi bölgene git der.Öbütrü kuyruğunu kıstırır gider
fakat olayı uzaktan uzaktan takip eder
19-Bilgisayarlarda Windows kullanılmaz
20-Amerika'da bütün telefon numaraları 555 diye baslar
21-Şirin kopekler ölmez.
22-Bütün yatak örtüleri l seklindedir.yani kadının omzuna gelir,erkeğin beline.(birde büyün kadınlar yorganı kendilerine siper ederek kalkarlar ki bunun gerçek hayata ne kadar uyduğu konusundaki
kararı size bırakıyorum)
23-Uçak kullanmak kolaydır.kontrol kulesiyle konuşarak herhangi bir yolcu, Boeing 747 yi alana indirir, kimsenin burnu bile kanamaz.
24-Havalandırma borularına saklandığınızda sizi kimse bulamaz.
25-Silahın kursunu bitebilir ama kahramanda her zaman yedek şarjör vardır.hatta o kadar çok yedek vardır ki o ana kadar neresine sakladığına hayret edersiniz.
26-Paris teki büyün evlerin salon penceresinden Eyfel kulesini görmek mümkündür.
27-Taksi parasını öderken kimse bozukluk aramadığı gibi paranın üstü de alınmaz, taksimetre ne yazıyorsa cepte hazırdır.
28-Hortlakların garip sesler çıkardığı evlerde,sesin nereden geldiğini arayan kadınlar hep en seksi geceliklerle dolaşırlar.
29-Büyün anneler sabahları yumurta pişirir.lakin kimsenin kahvaltı edecek vakti yoktur.
30-En düz yolda bile direksiyon sağa sola kırılır.
31-Elektriğe bağlı büyün bombaların üzerinde tam olarak kaçta patlayacağını ya da kaç dakika kaldığını gösteren kırmızı rakamlar vardır.
32-Kahraman her gittiği yerde binanın önünde park edecek bir yer bulur.Komiserin bir cinayeti çözmesi için on şart, amiri tarafından görevden alınmasıdır.
33-Karate filmlerinde kaç tane rakibiniz olduğu önemli değildir. Hepsi üzerinize teker teker gelirler.sıraları gelene kadar etrafınızda garip sesler çıkartarak garip danslar yaparlar.
34-Normalde her kapı, kapı aralığına bir kredi kartı sokarak veya kilidi bir ataçla kurcalanarak açılır. yanan bir evde içerde küçük bir çocuk kalmışsa o kapı bir turlu açılmaz.:)))
35-Televizyon açıldığında büyün kanallar mutlaka kahramanla ilgili bir haber vermektedir.ve ilgili haber dinlendikten sonra, devamında bir laf var mi yok mu bir şey diyecekler mi düşüncesi olmaksızın
pat diye kapatılır ve konu didiklenir.ve hatta asil olay o zaman çözülür.
36-Taşıyıcı kolon arkaları sizi her turlu patlamadan korur ve tahta masalar asla kursun geçirmez.
37-Telefon konuşmaları ansızın biter ve herhangi bir not ekleme ya da sonradan akla gelen bir laf etme sansınız ya da zamanınız yoktur.Lafınızı ettiniz ettiniz...
38-Kahramanı 50 polis arabası takip ediyorsa bunlardan 49 u birbirine çarpar.
39-Güzelseniz ölmezsiniz.güzel olup ta ölmek için Amerikanın sevmediği bir ülkenin vatandaşı olmanız gerekir.
39-Araba Cabrio ise kapıyı açıp binmek yerine kapının üstünden atlanır.

DUVAR YAZILARI

Abi beni niye anlamıyorsun sende idrak yolları enfeksiyonu mu var?
Dün bir Amerikalı gördüm abi. Nası İngilizce konuşuyo görecen.
Dünya delikanlı olsaydı yuvarlak olmazdı.
Üniversite öğrencisinden okey, bilardo dersleri.
Sanık! Ayağa kalk! ve çocuklu kadınlara yer ver.
Kopya gelecek yeden kola esirgenmez.
Kumarı bırakacağıma bire on bahse girerim.
Bilmemek ayıp değil yeter ki çaktırma.
Daha son kullanma tarihine çok var. Yavaş iç meyve suyunu.
O kadar kekemeydi ki, kendisine saldıran adama "Ben sizin bildiğiniz kızlardan değilim" diyene kadar bizim bildiğimiz kızlardan oldu.
Düşün ve hepimizi şok et böylece.
Gölge etmeye çalışarak saçmalama hava kapalı.
Son gülen hep sen olacaksın. Çünkü her şeyi geç anlıyorsun.
Kendim için istiyorsam namerdim. Allah'ım annem için bana zengin ve güzel bir gelin ver.
1958'de içilen kahvelerin hatırı dolmuştur. İlgilenenlere duyurulur.
Kızlarda baktığım ilk şey onların bana bakıp bakmadığıdır.
Reklamların en heyecanlı yerinde film koymalarına sinir oluyorum.
Eğer intihar etmezsem ölürüm ya!..
Sözlüden zayıf aldım ama olsun önemli olan katılmaktı.
Yok abi, bu teknolojik gelişmenin SONY ölmez.
Bu yaşta bu zeka, ilerde mutlaka geri zeka.
Paranın ne önemi var. Mühim olan miktarı.
Ayakkabılarınızı kirletmeyin. Çoraplarınızın içine giyin.
Bugün hangi semtlere temiz hava verilecek?
Asansör bozuktur. En yakın asansör karşı apartmandadır.
Nefes alamıyorum. Atmosferi açın.
Amerikan futbolu spor ise savaş olimpiyattır.
Ders çalışmak bir eğlencedir ama canım hiç eğlenmek istemiyor.
Yüce şeytan! Sen bizim sevaplarımızı bağışla.
Allah seni mutluluk yağmurları altında şemsiyesiz bıraksın.
Bugün bundan sonraki hayatımın ilk günü.
Tam düne alışırken bugün oldu.
Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğim.
Kaynanam kayboldu. Görenlerin görmemezlikten gelmeleri rica olunur.
Başına kuş pislemiş, anaaa jöleymiş.
Sekiz zayıflı bir karne kaybolmuştur. Bulanların insaniyet namına çöpe atmaları rica olunur.
İçine ders çalışma isteği gelirse sakın telaşlanma, otur geçmesini bekle.
Tek maddelik anayasa önerisi : "Herkes kafasına göre takılsın."
Hakem penaltı çaldı, seyirci para attı, hakem cebine koydu.
Aaa! Annemle babam aynı gün evlenmiş.
Annemler dört kardeş, hayret dayımlar da dört kardeş.
Paraya para demezdi, çünkü "r" eri söyleyemezdi.
Futbolcular, çimlere basmayalım.
Şşşt! Yavaş solla şoför uyuyor.
Gelinle damadın ayağına basacaksın, gırtlağına değil.
Eğer birisini unutmak istemiyorsan ona borç ver.
Matematikte tanım, evde hanım.
Kadın erkek eşitliği varsa penaltı atılsın.
Ne güzel, senin zeka sorunun yok. Çünkü senin zekan yok.
Aşk + hayale dalmak = Sınıfta kalmak
Tam öğrenmeye başlamıştım, okullar kapandı.
Beni takip etme, kayboldum.
Şehri terk ediyorum, hesap lütfen.
Sağlam yaşa, pahalı çal, hızlı kaç.
Ölenle ölünmez, mirasına konulur.
"Bütün kadınlar güzeldir" lafı sürümden kazanmak isteyen erkeklerin uydurmasıdır.
Ozon delik, dünya yuvarlak. Abi ne sapık bir gezegende yaşıyoruz.
Where is the hareket, there is the bereket.
No rahmet, without zahmet.
Yaz tahtaya, alırsın haftaya.
Havada bulut. sen bu işi unut.
Oldu, gözlerim doldu.
Aşk bir mesele, gel sırtımı kesele.
Aşk bir vişne, ye ye kişne.
Aşk bir sudur, iç iç kudur.
Geri zekalılığın üniversitesi olsaydı, seni dekan yaparlardı.
Dünyada oksijeni karbondioksite çevirmekten başka işlere de yaramalısın.
Kadın hakkı yoktur, çünkü Hakkı erkek ismidir.
Edison elektriği buldu, faturasını biz ödüyoruz.
Bekarlık sultanlıktır, fakat er ya da geç demokrasiye geçilir.
Güzellik Allah vergisidir. Sivilceler ise KDV'si.
Sırtımda çok büyük bir yük var. Aa! O da ne? Okul çantasıymış.
Telefon numaramı kaybettim, sizinkini ödünç alabilir miyim?
Sigara ölümdür! Türk genci ölümden korkmaz.
Stres, sınavda kopyasız kalmaktır.
Sıkıcı dersleri değerlendirin. kitabınızın kenarını süsleyin.
Gül de dişlerin hava alsın.



ARAPÇA FUTBOL TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ

Krampon-ül deccal-i üryan : Futbolcu
Akibet-ül hüzzam : Elenme
Arafat-ül safha : Devre arası
Cihat-ül kuvvayi milliye : Milli maç
Cemaat-ül mahşer'i cümbüş : Taraftarlar
Cenaze-tül mevta'i kurre : Ölü top
Darbe'i abes : Faul
Şut-ül minare : Hava topu
Müsabaka'i hiçret-ül gurbet : Deplasman maçı
Darbe'i müstehcen : Elle oynama
Taarruz-ül aleyküm selam : Kontra atak
Zam-ül zaman ıvır zıvır : Uzatma dakikaları
Def-ül felaketiyye, aman yarabbim : Atlatılan gol tehlikesi
Mühendis'i kurre'i muallim : Teknik direktör
Cahar-ül kümbet : Geri dörtlü
Vaziyet-ül madara : Hezimet
Ekib-ül riyaset'i cumhur : Takım kaptanı
Rakib-ül azrail : Kurkulu takım
Halife'i gol : Gol kralı
Taarruz'u beleş : Ofsayt
Harp-ül ademi ademiyye : Adam adama savunma
Gaflet'i dalaletiyye ve hatta hıyanetiyye : Şike
Ekib-ül kuvayi milliye : Milli takım
Ne şeker'i Şam , ne sima'i Arabiyye , sulh-u salah : Beraberlik
Bişerrefiye-i Tribün-ül Sarih : Açık tribün
Asakir-i Milliye-i Devlet-i Osmaniye : Türk milli takımı
Vaziyyet-ül Madara : Tarihi fark
Hezimet-ül Yarrabbi Şükür : Şereflli mağlubiyet
Zamane-i Yekün-ü Kurre-i Cihad : Topun oyunda kaldığı süre
Zamane-i Fuzuliye : Duraklama anları
Akibet-ül Cihad Ya Şeydi : Maçın son dakikaları
Vaziyyet-ül Hararet : Karambol
Şeyh-ül Divan-ül Kurre-i Humayun : Futbol federasyonu başkanı



AZRAİLLE SON DİALOG

Süleyman DEMİREL : Daha siyasete doyamadım valla  Azrail Bey bi bes sene daha ellemeseniz bana (Yil:2020 Yas:135)

Tansu ÇİLLER : Simdi ben sizinle gelyim gelmesine de.Amerikadaki mallarımı transfer etmenin hiç imkanı yok mu ? %30'unu size bıraksam

Mesut YILMAZ : Es...............he...............dü...............en

Bülent ECEVİT : Kimi aramıştınız Azrail bey? Bi dakika sorayım.Rahsaaaan bizim evde Bülent Ecevit diye biri var mı ?

Osman DURMUŞ : Sağlık sorunumuz yoktur.Amerikalılara ihtiyacımız hiç yoktur.Sizin orak Amerikan çeliğinden diil dimi ?

Bill CLINTON : Dur giz oynasma.Kalbim kaldirmiyo artik (Yas:90)

APO : Ay ne kadar ilginç.Simdi bu tabure devrilince ben öteki dünyayı görebilecekmişim yani?

Abdullah ÇATLI : Abi isme bak ya "Susurluk".Hehehe ne komik dimi.Nerden bulurlar böle isimleri yaa ?

Ajda PEKKAN : Ne demek bünyeniz narkozu kaldırmaz  doktor bey ? Siz isinizi yapın lütfen dediğim gibi alnimi biraz daha gerelim kirismis yine (Yas:120)

Mahzun KIRMIZIGÜL : Yigilmadiiiiiiim Ayagtayiiiiiiiiimmm

Reha MUHTAR : Simdi siz benim canimi alırken benim burada olmam gerekiyor mu gerekmiyor mu onu söyleyin lütfen

Mustafa TOPALOĞLU : Öteki dünyaya giderken bide Satürn'deki aileme uğrasak bi yorgunluk çayı falan i çerdik

Sadettin TEKSOY : Ben Sadettiiiin TEKSOOOOY simdi sizlere Budistlerin sihirli kılıcını gösterecem gördüğünüz gibi çeliği kesen bu kılıcı kalbinize saplıyorlar bir şey olmuyor evet deniyorum simdi

Bülent ERSOY : Ayol sen ne kadar güçlüsün böle.Ablan kurban olur sana

Cüneyt ARKIN : Breee gafil benki Malkoçoglu tek basima ordular dagittim sen tek basina mi alican canimi
Yieeeeeeeeyyyyyyyyttttt

Nadide SULTAN : Konyalısın değil mi?

BİLGİSAYARIN ERKEK OLDUĞUNU KANITLIYAN 10 SEBEP


Bilgisayarın "erkek" olduğunu kanıtlayan 10 sebep:
1. İçlerinde bir sürü veri vardır ama ne oldukları hakkında hiçbir fikriniz
yoktur
2. Köşe başında karşınıza daha iyisi çıkabilir.
3. Eve götürmeden önce hepsi güzel ve alımlı görünür.
4. Her zaman bir yedekleme yapmanız gerekir.
5. Eğer doğru tuşa dokunursanız söylediğiniz her şeyi yaparlar.
6. İkisinden birine sahip olmanın en iyi yanı, onlarla oynayabildiğiniz
oyunlarıdır
7. İlgilerini çekebilmek için, öncelikle "açmanız" gerekir.
8. Sürekli çalışıyor gözükür ama hiçbir iş yapmazlar.
9. Ani güç harcamaları, bütün gece hizmet dışı kalmalarına neden olur.
10. Boyut önemlidir.

NASIL BİR KIZSINIZ

Nasıl bir kızsınız?
Nasıl bir kız arkadaş isterdiniz?

1. Bayan 'HARBİ KIZ'

Şunları söyler: "Ahh boks maçına bilet mi aldın! Harikasın beee!!!"
Halk arasında Su isimlerle bilinir: Delikanlı Kız, Bacı.
Avantajları: Kafa dengi, eğlenceli.
Dezavantajları: Bu tipler genellikle erkek gibi yapılı güçlü kuvvetli olurlar. Kafasını bozarsanız, hakkınızda hayırlısı olsun...

2. Bayan 'CIYAK CIYAK'

Şunları söyler: "Seni serseeeeeeem!!!! Gel burayaaa!!! Çabuk söyle bu saate kadar nerdeydiiiiiinnnnnnnn?"
Halk arasında su isimlerle bilinir: Cadaloz, Bas belası.
Avantajları: Kendince size ilgi gösteriyor iste daha ne :)
Dezavantajları: Sürekli kafanıza bir şeyler fırlatır, uçan tekme savurur, her tarafınızı paralar.

3. Bayan 'MIZMIZ'

Şunları söyler: "Aaah başım.. ayağım.. ayyy mideme ağrı saplandı."
Halk arasında su isimlerle bilinir: Mıymıntı, Uyuntu, Karin ağrısı.
Avantajları: Sayesinde anatomi ve tip bilginiz gelişir.
Dezavantajları: Bulaşıcıdır!

4. Bayan 'PATRON'

Şunları söyler: "Çabuk kalk!! O kravat olmamış çıkar başka bir tane tak!! Saçlarını biraz kestir!! Git para kazan!!!!"
Halk arasinda su isimlerle bilinir:
Çok bilmiş, Müdire Hanim, Diktatör, Terminatör!!!
Avantajları: Çoğunlukla doğruları söyler.
Dezavantajları: Yahu doğruları söylese ne
oluuuuur, söylemese ne oluuur...

5. Bayan 'KARARSIZ'

Şunları söyler: "Ay ben ne yapsam.. İsten ayrılsam mi.. Evi değiştirsem..
Saç rengimi değiştirsem.. Yoksa böyle iyi mi.. ayyy ya daha kotu olursa.."
Halk arasında su isimlerle bilinir: Bayan Panik, Bayan Kriz.
Avantajları: Kolay ikna edilir, kolay sakinleştirilir.
Dezavantajları: 2 dakika sonra her şey yeniden baslar.

6. Bayan 'VAHŞİ'

Şunları söyler: "Bak ne diyorum, gel senle bir  güzel kafaları çekelim ve sonra caddenin ortasında seviselim. Daha önce yaptım, harika bir şeydir!"
Halk arasında su isimlerle bilinir: Çılgın, Hızlı Kız.
Avantajları: Her an her şeye hazırdır.
Dezavantajları: Güvenilmezdir. Her an sizden
başkasına gitmeye de hazırdır.

7. Bayan 'DONUK'

Şunları söyler: "Ne anlıyorsun bu çizgi filmlerden, bu abuk fıkralardan, karikatürlerden? Ne çocukça şeyler bunlar.."
Halk arasında su isimlerle bilinir: Ruhsuz, Soğuk, Buz Kalıbı.
Avantajları: Hayatınızda olduğu sürece, arkadaşlarınızın sizin için endişelenmesini sağlar.
Dezavantajları: ...tabii "arkadaş" diye
bir şeyiniz kalmışsa

8. Bayan 'RÜYA KIZI'

Şunları söyler: "Seni her şeyinle çok seviyorum benim yakışıklı, akilli, tatlı sevgilim! Seninle çılgınlar gibi sevişmek, seni çok mutlu etmek istiyorum!"
Halk arasında su isimlerle bilinir: Tanrıça, Kanatsız Melek.
Avantajları: Eğlenceli, akilli ve essizdir.
Dezavantajları: Ya hiç karşınıza çıkmaz ya da karsınıza çıktığında çok geçtir.